İşe iade davası işçi ile işveren arasındaki sözleşmenin feshinin geçerli
olup olmadığını belirlemeye yönelik bir tespit davasıdır. İşe iade dava hakkı
işçilerin keyfi yere işten çıkarılmasını önlemek adına çıkarılmıştır.
İşe iade davasını açabilmek için işverenin, işçinin hizmet sözleşmesini
geçerli bir sebebe dayandırarak feshetmesi gerekmektedir.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesine dayalı
olarak işveren haklı nedenle fesih hakkını kullandıysa ancak işçi söz konusu
nedenin haksız olduğu iddiasındaysa yine işe iade davası açabilir.
Eğer işçi haklı nedenle fesih yaparsa işe iade davası açamaz.
Eğer işçi haklı nedenle fesih yaparsa işe iade davası açamaz.
İşe
İade Dava Açma Şartları
4857 sayılı İş Kanunu madde 20/1 uyarınca, iş sözleşmesi feshedilen işçi, geçersiz olduğunu düşündüğü fesih bildiriminin tebliğinden itibaren 1 ay içinde işe iade davası açmalıdır. İşçinin arabulucuya başvurması yukarıda bahsedilen bir aylık sürenin kesilmesine sebep olur. Şayet ki arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanamazsa uyuşmazlık tutanağının taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde işe iade davasının açılması gerekmektedir.
·
İş Sözleşmesinin İş Kanunu’na veya
Basın İş Kanunu’na Tabi Olması,
·
Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi ile
Çalışıyor Olması,
·
İş Sözleşmesinin İşveren
Tarafından Feshedilmesi,
·
İşçinin Aynı İşverenin Bir veya
Değişik İşyerlerinde En Az 6 Aylık Kıdeminin Olması,
·
Otuz veya Daha Fazla İşçi
Çalıştıran Bir İşyeri Olması,
·
İşveren Vekili Statüsünde Olmamak,
(işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile
işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma
yetkisi bulunan işveren vekilleri bu davadan yararlanamaz)
İşe İade Dava Açma Süresi
4857
sayılı İş Kanunu madde 20/1 uyarınca, iş sözleşmesi feshedilen işçi, geçersiz
olduğunu düşündüğü fesih bildiriminin tebliğinden itibaren 1 ay içinde işe iade
davası açmalıdır.
İşe
İade Davasının Reddedilmesinin Sonuçları
İşe iade davasının reddi halinde, işverence yapılan
fesih geçerli bir fesih haline gelir. Dava, kanunda sayılan işe iade
şartlarından bir tanesinin yokluğu nedeniyle usulden reddedilebileceği gibi,
esastan (feshin geçerli bir nedene dayanması gibi) da reddedilebilir. Davanın,
işe iade talep şartlarının bulunmaması nedeni ile usulden reddedilmesi
durumunda, işçinin diğer hak ve alacaklarına halel gelmeyecektir. Ancak davanın
esastan reddedilmesi halinde, açılacak kıdem ve ihbar tazminatı davasında,
feshin geçerli nedene dayandığı bir mahkeme kararı ile tespit edilmiş
olacağından, bu tazminatların alınması da mümkün olmayacaktır.
İşçinin Davayı Kazanması Durumunda İşverenin Dikkat
Etmesi Gereken Hususlar:
Yargılama
sonucunda işçinin işe iadesi yönünde hüküm verildiyse ve söz konusu hüküm
kesinleşti ise bu kararın kendisine tebliğinden itibaren on gün içinde işçi
işverene müracaat etmek zorundadır. İşveren ise kendisine müracaat edilen
tarihten itibaren otuz gün içinde işe başlatmak durumundadır.
İşveren
işçiyi işe başlatsa da başlatmasa da fesih tarihindeki 4 aylık net ücretlerini
ödemek zorundadır. Bu 4 aylık ücrete boşta geçen süre ücreti denmektedir. Şayet
işveren suskun kaldıysa yahut işçiyi işe başlatmayacağını bildirdiyse bu 4 aylık
boşta geçen süre ücreti dışında ayrıca kıdemine göre belirlenen ve 4 ila 8 ay
arasında değişen tazminatlarını brüt olarak ödemek zorundadır.
Mahkemeler
ücret ödeme miktarını da belirlemek zorundadır.
Boşta Geçen Süre ve Diğer Haklar
Yönünden
4857 sayılı İş Kanunu 21/3.
Maddesinde, feshin geçersizliğine karar verilmesi durumunda, işçiye
çalıştırılmadığı, boşta geçen süre için en fazla dört aylık doğmuş bulunan
ücret ve diğer haklarının ödeneceği düzenlenmiştir.
İşe Başlatmama Tazminatı Yönünden
Uygulamada, işe başlatmama
durumunda işveren tarafından ödenmesi gereken tazminat, işçinin kıdemine göre
belirlenmektedir. Bu miktar, İş Kanunu 53. Maddesi dikkate alınarak
hesaplanmakta; kıdemi 6 ay – 5 yıl arasında olan işçi için 4 aylık; 5 yıl ile
15 yıl arasında olan işçi için 5 aylık; 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6
aylık ücreti tutarında olmakta, bu miktar bazı durumlarda 8 aylık ücret
tutarına kadar çıkmaktadır.
Kıdem Tazminatı Yönünden
4 aylık boşta geçen süre işçinin
kıdemine eklenmektedir. Emsal işçinin ücreti esas alınarak fesih tarihine 4 ay
eklenmek suretiyle kıdem tazminatı yeniden hesaplanır.
Yıllık
İzin Ücreti Yönünden
İşçinin kıdemine 4 ay eklenerek
yeniden hesaplanmalıdır. Bakiye izin ücreti işçinin işe başlatmama tarihindeki
emsal ücret üzerinden hesaplanacaktır.
Vergi Yönünden
İş Mahkemelerince iş akdinin
haksız nedenle fesih edildikten sonra verilen işe başlatmama
tazminatı, GVK’ nun 25. maddesi ile istisna kapsamına alındığından bu
tutar üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması ancak damga vergisi
kesintisi yapılması gerekmektedir.
Ancak, kararın
kesinleşmesine kadar işçinin çalıştırılmadığı 4 aylık süre için ödenen
tutar GVK ’nun 61, 63, 94 ve 103. maddeleri uyarınca
ücret olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Faiz Hesaplaması Yönünden
Boşta geçen süreye ilişkin ücret alacağına 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34.
maddesinde sözü edilen özel faiz türü, işe başlatmama tazminatına ise, yasal
faiz uygulanmalıdır.
İşe İade Davası Açılmasını
Engelleyen Hal: İkale Sözleşmesi
İş sözleşmesinin, sözleşme
taraflarının karşılıklı iradeleri ile sona erdirilme hali olan İkale Sözleşmesi
bir fesih niteliğinde değildir. Bu nedenle ikale sözleşmesinin geçerliliği
hususu İş Hukukunun temel ilkelerinden biri olan işçinin korunması ilkesi
çerçevesinde değerlendirilmektedir.
Yargıtay içtihatlarında İkale
Sözleşmesinin geçerliliği;
·
Makul Yararın sağlanmış olması ve
·
Menfaat Dengesinin Kurulmuş olması
şartlarına bağlamıştır.
Yargıtay ilke kararlarında söz
konusu makul yarar için belirli bir sınır getirmiştir. Buna göre;
·
6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi
olan işçi için 4,
·
5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi
olan işçi için 5,
·
15 yıldan fazla kıdemi olan işçi
için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatın belirlenmesi
öngörülmekte;
·
Fesih sebebine göre de 8 aya kadar belirleme yapılabilecektir.
İş
sözleşmesinin ikale yolu ile sona erdirilmesi halinde işçiye kıdem, ihbar (kararlaştırılmış ise) ve
hak etmiş olduğu yıllık izin ve ücret alacaklarının yanında kıdemine göre yukarıda yazılı olan ek
menfaatin de yazılı olarak sözleşmede belirtilmesi ve banka kanalı ile ödenmesi
gerekmektedir.
İkale sözleşmesinin yapılması halinde işçi iş güvencesi
hükümlerinden yararlanamayacak ve işe iade talebi mahkemece kabul
edilmeyecektir. Dolayısı
ile ikale sözleşmesi ile verilen ek menfaatin, işe iade davasında
verilecek olan iş güvencesi tazminatına denk olması gerekmektedir.
SONUÇ:
Mahkemenin verdiği feshin
geçersizliğine ve işçinin işine iadesine ilişkin kararın, işçiye
tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak üzere,
işverenine başvurması gerekmektedir. (Bu süre hak düşürücüdür.)
İşe
iadesi için başvuran işçiyi, işveren 1 ay içinde işine başlatmalıdır. İşveren, işçinin talebine rağmen işçiyi işe
başlatmaz ise yukarıda ayrıntıları ile aktarılan tazminatları ödemekle yükümlü
olacaktır.
İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin
daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçi işverene hiç başvurmamış
gibi sonuca gidilmelidir.
Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 Sayılı Kanun’un 21/5. maddesine
göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak, işe iade
davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatıyla boşta geçen süreye ait
ücret ve diğer hakların talebi mümkün olamaz.
FİLİZ ERBOĞA