GÜNCEL SGK TEŞVİKLERİ - 2

KADIN, GENÇ VE MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİ OLANLARIN TEŞVİKİ

31.12.2020 yılına kadar işsiz olan kişileri istihdam eden özel sektör işverenlerin prime esas kazanç üst sınırına kadarki sosyal güvenlik primi işveren payları (416,05 ila 3.120,37 TL) İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmaktadır.

Faydalanma şartları

- Kişinin son 6 aydır işsiz olması
- Kişinin istihdam edildiği tarihten önceki son 6 ayın ortalama sigortalı çalışan sayısına ilave olarak istihdam edilmesi
- Özel sektör işvereni olması

Faydalanma süresi

- 18 yaş ve üzeri kadınları istihdam eden işverenlere 24 ila 54 ay,
- 18-29 yaş arası erkekleri istihdam eden işverenleri istihdam eden işverenlere 12 ila 54 ay,
- 29 yaş ve üzeri erkekleri istihdam eden işverenlere 6 ila 30 ay,
- Çalışmakta iken; 01.03.2011 tarihten sonra mesleki yeterlik belgesi alanlar, mesleki ve teknik eğitimi tamamlayanlar veya işgücü yetiştirme kurslarını bitirenleri istihdam eden işverenlere 12 ay, süreyle destek sağlanmaktadır. İŞKUR’a kayıtlı olmayı teşvik etmek amacıyla kişinin İŞKUR’a kayıtlı olması durumunda destek süresine 6 ay eklenilmesi yönünde hüküm getirilmiştir.

İşverenlerce; aylık prim ve hizmet belgesinin yasal süresi içerisinde SGK’ ya verilmesi ve primlerin yasal süresi içerisinde ödenmesi gerekmektedir.

MYK MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİ

Mesleki Yeterlilik Belgesi teşviklerinden yararlanmak için Mesleki Yeterlilik Nedir ondan bahsedelim:

MYK tarafından yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşlarınca, yetki kapsamlarında yer alan ulusal yeterlilik(ler) de tanımlanmış esaslara göre yürütülen ölçme değerlendirme faaliyetleri sonucunda başarılı olan bireyler için düzenlenen ve bireyin söz konusu ulusal yeterlilikte belirtilen öğrenme kazanımlarına (bilgi, beceri ve yetkinlik) sahip olduğunu gösteren belgelerdir.

Kalite güvencesi sağlanmış ve uluslararası personel belgelendirme standardına göre akredite edilmiş bir sistem aracılığıyla tarafsız, tutarlı, âdil ve güvenilir şekilde yapılan ölçme değerlendirmeler sonucunda başarılı olan bireylere MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi düzenlenir.

5544 sayılı Kanun gereğince; tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfa giren ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yayımlanan tebliğlerde belirtilen mesleklerde MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi olmayan kişiler çalıştırılmamaktadır. 

Burada önemli olan konu İşyerinin tehlike sınıfı değil Mesleğin tehlike durumu dikkate alınmaktadır. Ayrıca zorunlu meslekler dışında Mesleki Yeterlilik belgesi olan personel için de şartlar uygun olduğu sürece teşviklerden yararlanabiliriz.

Belge zorunluluğu olan mesleklerde sınavlara girip belge almaya hak kazanan kişilerin, Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenmiş limitler dâhilinde sınav ücretlerinin tamamı ile belge masraf karşılıklarının tamamı 2019 yılının sonuna kadar İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmaktadır.

Kişinin teşvikten yararlanma talebinin yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşu tarafından MYK’ye bildirildiği tarihi takip eden ayın 21’i ile 30’u arasında sınav ücretleri iade edilmektedir.

10 kişi ve üzeri sayıda aday için üçüncü kişiler veya kuruluşlar (işverenler) tek nokta başvurusu yaparak adayların sınav ücretlerini karşılayabilmektedir. MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi almaya hak kazanıp teşvikten yararlanma hakkı elde etmiş kişilerin sınav ücretleri, ödemeyi yapmış olan üçüncü kişiye veya kuruluşa geri ödenir.


FİLİZ ERBOĞA
İK Danışmanı / Profesyonel Koç

Kaynak: 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu 6111 sayılı kanun



GÜNCEL SGK TEŞVİKLERİ - 1

İLAVE İSTİHDAM TEŞVİKİ

4447 sayılı Kanunun geçici 19. ve 21. maddeleri kapsamında uygulanmaktadır.

 SİGORTALI YÖNÜNDEN ARANAN ŞARTLAR

Sigortalıların;
– İşe alındıkları aydan önceki üç ayda 10 günden fazla 5510/4-a,b,c kapsamında sigortalılıklarının bulunmaması,
– İŞKUR’a kayıtlı işsiz olması,
– 1/1/2018 ila 31/12/2020 tarihleri arasında özel sektör işverenlerince istihdam edilmeleri, gerekmektedir.

 İŞYERİ YÖNÜNDEN ARANAN ŞARTLAR

 İşyerlerinin;
– Özel sektör işverenine ait olması,
– Sigortalının işe giriş tarihinden önceki takvim yılına ilişkin işe alındıkları işyerinden bildirilen aylık prim ve hizmet belgelerindeki veya muhtasar prim hizmet beyannamelerindeki ortalamaya ilave olarak çalıştırılması,
– Aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içinde SGK' ya verilmesi,
– Tahakkuk eden sigorta primlerinin yasal süresi içinde ödenmesi,
– Yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması,
– Çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığı yönünde herhangi bir tespitin bulunmaması, gerekmektedir.

DESTEK TUTARI

Destek tutarı, işyerinin faaliyette bulunduğu sektöre göre farklı hesaplanacaktır.

- İmalat veya bilişim sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinde ilgili döneme ait günlük brüt asgari ücretin sigortalının prim ödeme gün sayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere, ilave istihdam edilecek her bir sigortalının 5.412 TL’ye kadarki prime esas kazanç tutarı için ödeyecekleri tüm primler (761,06 ila 2.029,50 TL) ile 121,95 TL’lik damga ve gelir vergisi karşılanacaktır. (Toplamda 883,01 ila 2.151,45 TL)
- Diğer sektörlerde faaliyet gösteren işyerlerinde ilave istihdam edilecek her bir sigortalı prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacak tüm primler (761,06 TL) ile 121,95 TL’lik damga ve gelir vergisi karşılanacaktır. (Toplamda 883,01 TL)

DESTEK SÜRESİ

- 2020/Aralık ayı aşılmamak kaydıyla, destek süresi 1/1/2018 ile 31/12/2020 tarihleri arasında istihdam edilen her bir sigortalı için 12 aydır. Ancak istihdam edilen sigortalının, 18 yaşından büyük 25 yaşından küçük erkek, 18 yaşından büyük kadın veya Kuruma kayıtlı engelli olması durumunda destek 18 ay süreyle uygulanacaktır.


FİLİZ ERBOĞA
İK Danışmanı / Profesyonel Koç

Kaynak: 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu



BEDELLİ ASKERLİK'TE KIDEM TAZMİNATI HAKKI

Bedelli Askerliğin 7146 sayılı Kanun ile 03.08.2018 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle birlikte 21 günlük temel askerlik eğitimi süreci kesinleşti. 15 bin Türk Lirası ödeyerek 21 günlük askerlik eğitimini tamamlayanlar askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacaklar.

MUVAZZAF ASKERLİK NEDENİYLE FESİH

İş mevzuatında 4857 sayılı kanuna tabi çalışanlar askerlik nedeniyle işten ayrıldıklarında kıdem tazminatını da hak ederler. 1475 sayılı eski İş Kanunu’muzun yürürlükte kalan ve kıdem tazminatını hakkını düzenleyen 14. maddesinde düzenlenmiştir.

Madde 14 – (Değişik birinci fıkra: 29/7/1983 -2869/3 Md.) Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin: Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla, son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.
Muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmek için işten ayrılacak personelin en az 1 yıl çalışmış olmak şartı ile kıdem tazminatı hakkı söz konusudur.

BEDELLİ ASKERLİK NEDENİYLE FESİH

Muvazzaf askerlik ve bedelli askerlik birbirinden farklı değerlendirmelidir.

Bedelli askerlik düzenlemesi ile 1111 sayılı Kanuna eklenen Geçici Madde 55’in 4. fıkrasında açıkça belirtilmiştir ki, bedelli askerler bu hizmetin yerine getirildiği süre boyunca çalıştıkları işyerlerinde ücretsiz izinli sayılacaklardır.

Geçici Madde 55: Bu madde hükümlerinden yararlananlar temel askerlik eğitimi süresince çalıştıkları işyeri, kurum ve kuruluşlar tarafından aylıksız ve ücretsiz izinli sayılırlar.
Bedelli askerlerin kıdem tazminatı hak etmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Bedelli askerlik nedeniyle işten ayrılan işçi istifa etmiş sayılacaktır. Muvazzaf askerlik hizmetinde olduğu gibi bir iş akdi feshi ve akabinde kıdem tazminatı hakkı doğmayacaktır.

Bedelli askerler, 21 günlük eğitimleri boyunca iş sözleşmeleri askıya alınacak, geri döndüklerinde işlerine kaldıkları yerden devam edeceklerdir. İşverenin iş sözleşmesini işçinin bedelli askerlik hizmeti nedeniyle feshetmesi de mümkün değildir.

Ücretsiz İzinli olunan sürelerde iş sözleşmesi askıda kalmaktadır. Kıdem süresi yıllık izin gibi haklar bu sürede işlemeyecektir. Bedelli askerlik süresinde izin hakkı mevcut olan çalışan için yıllık izinli sayılması 5510 sayılı kanun’la ters düşmektedir. (Yıllık ücretli izin işçiye dinlenmesi amacıyla verilmektedir.)


FİLİZ ERBOĞA
İK Danışmanı / Profesyonel Koç




KADIN SİGORTALININ HAKLARI

EMZİRME ÖDENEĞİ

Emzirme ödeneği, doğum yapması halinde sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması halinde sigortalı erkeğe verilir. Ayrıca hizmet akdine tabi ya da kendi adına ve hesabına yaptıkları çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine emzirme ödeneği ödenir.
Emzirme ödeneği hizmet akdine tabi çalışan (4/a’lı) sigortalılar ile kendi adına ve hesabına (4/b’li) çalışan sigortalının yararlanabildiği bir ödeme türü olup, kamu görevlisi olan sigortalılara 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gereğince kendi kurumlarınca ödeme yapılmakta olup bu kişilere emzirme ödeneği ödenmez.

EMZİRME ÖDENEĞİNİN ŞARTLARI

Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan eşinin doğum yapması halinde sigortalı erkeğe emzirme ödeneği verilebilmesi için;
-Hizmet akdine tabi (4/a lı) çalışan sigortalılar için, doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olması,
-Kendi adına ve hesabına (4/b li) çalışan sigortalılar için, doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi yatırılmış ve genel sağlık sigortası primi dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması,
-Doğumun canlı gerçekleşmiş olması, şarttır.
Emzirme ödeneğine hak kazanan sigortalılardan sigortalılığı sona erenlerin, bu tarihten başlamak üzere 300 gün içinde çocukları doğarsa, sigortalı kadın veya eşi analık sigortasından yararlanacak erkek, doğum tarihinden önceki 15 ay içinde en az 120 gün prim ödenmiş olması şartıyla emzirme ödeneğinden yararlandırılır.  2018 yılı için emzirme ödeneği 149,00 TL olarak belirlenmiştir.
Emzirme ödeneğinin talep edilmesinde hak düşürücü süre, hakkın doğduğu tarihten itibaren beş yıldır.

EVLENME ÖDENEĞİ

Evlenme ödeneği (çeyiz parası), ilk defa 01.10.2008 tarihinden sonra çalışmaya başlayan sigortalıların hak sahipleri için;
Ölüm geliri veya aylığı almakta iken evlenen ve bu nedenle aylığı kesilen kız çocuklarına bir defaya özgü olmak üzere, evlenme tarihindeki gelir veya aylığının iki yıllık tutarı olarak ödenen ölüm yardımıdır.

Evlenme ödeneğinin ödenmesi için hak sahibi kız çocuğunun bir dilekçe ile Kuruma başvurması gerekir. Evlenme tarihi nüfus kütüğüne işlenmemişse, dilekçeyle beraber evlenme cüzdanının bir örneğinin de Kuruma verilmesi zorunludur.
Evlenme ödeneği verilen kız çocuklarının gelir veya aylıkları, evlenme tarihini izleyen ödeme dönemi başından itibaren durdurulur. Gelir veya aylıklar, durdurulduğu tarihten iki yıl sonra da kesilir, varsa diğer hak sahiplerinin gelir veya aylıkları, gelir veya aylığın kesildiği tarihten itibaren yükseltilir.

Evlenme ödeneği alan kız çocukları boşandıkları takdirde, bu kişilere hak sahipliğinden doğan gelir ve aylığı tekrar bağlanır. Ancak bu kişiler evlenme ödeneğini aldıkları tarihten itibaren iki yıl içinde boşanırlarsa, bu iki yıllık sürede gelir ya da aylık bağlanmaz, iki yıllık süre dolduktan sonra aylığa tekrar hak kazanırlar.
01.10.2008 tarihinden önce 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununa tabi olarak çalışan kamu görevlisi sigortalıların hak sahipleri için ise;
Evlenmeleri sebebiyle dul ve yetim aylığı kesilen eş (karı veya koca) ve kız çocuklarla anaya bir defaya mahsus olmak üzere almakta oldukları dul veya yetim aylıklarının on iki aylık tutarı evlenme ikramiyesi olarak ödenir.

Bunlardan evlenme tarihinden itibaren on iki aydan önce boşananlarla evliliğin butlanına veya feshine karar verilenlere yeniden aylık bağlanması halinde, ödenmiş bulunan evlilik ikramiyesinin on iki aydan eksik süreye ait kısmı tahsil edilinceye kadar aylıkları ödenmez.
Hizmet akdiyle (4/a’lı) çalışan sigortalıların ve kendi adına ve hesabına bağımsız (4/b’li) çalışan sigortalıların hak sahipleri, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sigortalı Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığına veya bulunulan yerdeki il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine, Kurumca belirlenen Tahsis Talep ve Beyan Taahhüt Belgesi  ile,5510 Sayılı Kanuna tabi kamu görevlisi olan (4/c’li) sigortalıların hak sahipleri ile 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununa tabi sigortalıların hak sahipleri ise, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kamu Görevlileri Emeklilik Daire Başkanlığına, herhangi bir görevde çalışmadığına dair beyan örneği  ile, başvurmaları gerekmektedir.

AĞIR ENGELLİ ÇOCUĞU BULUNAN KADIN SİGORTALILAR

5510 sayılı Kanunla getirilen yeni bir düzenleme olup, yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunan kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunanların, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenmektedir.
Ayrıca, yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunan kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunanların, Kanunun yürürlüğe girdiği 1.10.2008 tarihinden sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, emeklilik yaş hadlerinden indirilmektedir.

Prim ödeme gün sayılarına ilave ve emeklilik yaş hadlerinden indirim yapılabilmesi kadın sigortalının bu durumunu belgelendirmesi koşuluna bağlı bulunmaktadır. Başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğun varlığı sağlık kurulu raporu ile belgelenecek, kadın sigortalılara bu hak Kanunun yürürlük tarihinden sonraki süreler için verilecektir. Malul çocuğun ölümü veya bakıma muhtaçlığının kalkması halinde, prim ödeme gün sayılarına ilave ve emeklilik yaş hadlerinden indirim Kanunun yürürlük tarihinden ölüm tarihine veya bakıma muhtaçlığın kalktığına karar verilen sağlık kurulu rapor tarihine kadar geçen hizmetler için söz konusu olmaktadır.

ANALIK HALİNDE GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK ÖDENEĞİ ÖDENMESİ

4/a ve 4/b sigortalılık statüsüne tabii sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadının ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin başladığı tarihten itibaren;
> Doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık,
> Çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve engellilik halleri analık hali kabul edilir.

ANALIK SİGORTASININ KAPSAMINDA

> 4/a sigortalılık statüsüne tabii sigortalılar,
> 4/b sigortalılık statüsüne tabii sigortalılar,
> Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevlerinde çalışan hükümlü ve tutuklular,
> Sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri,
> Ev hizmetlerinde çalışanlardan ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olanlar analık sigortasının kapsamında bulunmaktadır.

ANALIK SİGORTASINDAN SAĞLANAN HAKLAR

Analık sigortasından sigortalıya, analık hallerine bağlı olarak ortaya çıkan iş göremezlik süresince,
> Geçici iş göremezlik ödeneği
> Emzirme ödeneği ödenir.

DOĞUM BORÇLANMASI

Doğum borçlanması talebinde bulunan kadın sigortalının işvereninden belge istenilmeksizin Kurum hizmet kayıtlarından tespiti yapılarak işlem sonuçlandırılacaktır.
Doğumdan önce,
-Hizmet akdine tabi çalışması bulunan kadın sigortalılar (2925 sayılı Kanun, mülga 506 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanun- 4/1-a ),
-Kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma kapsamında sigortalı sayılan kadın sigortalılar (Mülga 1479 sayılı Kanun, Mülga 2926 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanun- 4/b),
-Kamu görevlisi kapsamında sigortalı sayılan kadın sigortalılar (Mülga 5434 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanun- 4/c) ile bunların hak sahipleri talepte bulunabilirler.

DOĞUM BORÇLANMASININ KOŞULLARI

Sigortalı kadının doğum nedeniyle çalışamadığı iki yıllık süreyi borçlanabilmesi için;
-Hizmet akdi kapsamında çalışanlar için (2925 sayılı Kanun, mülga 506 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanun- 4/a) sigortalılıklarının tescil edilmiş ve adına prim bildirilmiş/tahakkuk etmiş olması,
-Kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma kapsamında olan sigortalılar için (Mülga 1479 sayılı Kanun, Mülga 2926 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanun- 4/b) prim ödenip ödenmediğine bakılmaksızın sigortalılıklarının tescil edilmiş/tahakkuk etmiş olması,
-Kamu görevlisi kapsamında sigortalı sayılanlar için sigortalılar (Mülga 5434 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanun- 4/c) sigortalılıklarının tescil edilmiş olması,
-Kadın sigortalının doğumdan önce çalışmaya başlayarak sigortalılık şartını yerine getirmesi,
-Doğumdan sonra adına prim ödenmemesi,
-Borçlanacağı sürede çocuğunun yaşaması, gerekmektedir.

BORÇLANMA SÜRELERİ

- Sigortalı kadının doğumdan sonraki sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise on haftalık süreleri, doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışması halinde, doğum sonrası istirahat süresine eklenen süre dahil toplam istirahat süresi ile birlikte toplam iki yıllık süre borçlanılabilir.

-Kadın sigortalılar doğum nedeniyle çalışamadıkları en fazla üç defa olmak üzere ikişer yıllık sürelerini (toplamda en fazla 6 yıl) borçlanabilir.
-Doğum borçlanması talebinde bulunan kadın sigortalıların doğum yaptığı tarihten sonra adına primi ödenmiş süreler borçlanma hesabında dikkate alınmaz. Prim ödenmiş süreler iki yıllık süreden düşülerek kalan süre borçlandırılacaktır.

-Doğum borçlanması yapılacak sürede çocuğun vefat etmesi halinde vefat tarihine kadar olan süreler borçlanılabilir.

-İlk doğumunu yaptıktan sonra iki yıl dolmadan ikinci doğumunu yapan kadın sigortalı, ilk doğumdan ikinci doğuma kadar geçen süre ile ikinci doğum için borçlanabileceği iki yıllık sürenin toplamı kadar geçen süre borçlanılabilir.


FİLİZ ERBOĞA
İK Danışmanı / Profesyonel Koç



ÖZLÜK İŞLERİ UZMANI VE NİTELİKLERİ

ÖZLÜK İŞLERİ UYGULAYICISINDA OLMASI GEREKEN MESLEKİ NİTELİKLER

Özlük işleri uzmanı, çalışanın evraklarının eksiksiz olmasını sağlar ve çalışanın tüm bilgilerini gerekli yerlere bildirir ve/veya insan kaynakları sistemi kullanıyorsa sisteme girişini yapar. Personelin özlük dosyalarının güvenliğinden, tam olmasından özlük işleri uzmanı sorumludur.


Özlük dosyaları, kanunlar karşısında son derece önemlidir. İşçi-işveren arasındaki davalarda ispat niteliğindedir.
Sözleşmeler, işe giriş süreçlerinin takibi, giriş çıkış takipleri (puantaj kontrolleri), yıllık ve mazeret izinleri, sağlık raporları takip ve kontrolleri, işe giren ve işten ayrılan, çıkarılan çalışanların işlemlerinin yürütülmesi süreçleri ile devam eder.
Özlük işleri uzmanı ya bordro süreçlerini de özlük işleri ile birlikte yürütür ya da bordro süreçleri ile ilgili olarak ayrı bir uzman ile koordineli olarak çalışır. Bu durum kurumların çalışan sayılarına göre değişir.

İş Kanunu ve SGK mevzuatı bilgisine hâkim olması gerekir.
İşyerinde, toplu iş sözleşmesi düzenlenmesi halinde, toplu iş sözleşmeleri hakkında da bilgi sahibi olması gerekir.

İş Kanunu’nun tüm detaylarını en ince ayrıntısına kadar bilme zorunluluğu, özlük işleri uzmanını diğer insan kaynakları süreçlerinde çalışan uzmanlardan ayıran en önemli farktır.

Bir adayı işe alırken uyulması gereken kanuni hükümler, çalışanın tüm sosyal hakları, izinler, sağlık, iş kazası  gibi devamsızlıkları ile ilgili oluşabilecek durumlarda vereceği kararlar, çalışanın işten ayrılırken hesap edilmesi gereken hak, ödeme vb. hakkında bir bordro uzmanı kadar bilgisinin olması, resmi kurumlar ile yürütülecek tüm işler hakkında bilgi sahibi olması gerekliliği, özlük işleri uzmanlarının diğer insan kaynakları süreçlerinde çalışanlardan daha fazla mevzuat bilgisine sahip olmasını gerektirmektedir.

Bordro işleri de özlük işleri uzmanının sorumluluğunda ise bordro tahakkuk ettirme konusunda da detaylı bilgi sahibi olmalı, tüm tahakkuk işlemlerine hâkim, fazla mesai, sosyal haklar, kanuni kesintiler, ek ödemeler, vergi mevzuatı, borçlar hukuku gibi hukukun farklı yönleri ve detaylı matematik ve muhasebe bilgisine de sahip olması gerekmektedir. Aylık maaş, prim ve diğer yan hakların tahakkuklarının yapılması, kontrol edilmesi ve çalışanların hesaplarına yatırılması işlemlerinin özenli ve dikkatli bir şekilde yapılması gerekir.

Özlük işleri uzmanı, kanun, mevzuat, kararnameleri takip edebilecek, detaylara önem veren, dosyalama ve arşiv işlerini yönetebilecek, iletişimi kuvvetli bir yapıya sahip olmalıdır.

FİLİZ ERBOĞA
İK Danışmanı / Profesyonel Koç



KVKK VE İŞ HUKUKU ARASINDAKİ İLİŞKİ


KVKK (Kişisel Verileri Koruma Kanunu)’nun 
İŞ HUKUKU Açısından Değerlendirilmesi
KVKK, genel ve özel nitelikteki veriyi tanımlayarak, veri süresi, veri sorumlusu, veri işleme koşulları ve istisnaları ile veri süjesinin haklarını detaylı olarak düzenlemiştir. Anayasa M.20 ve Uluslararası sözleşmelerden hareketle kaleme alınan KVKK bir bakıma Türk Borçlar Kanunu m. 419 ve İş Kanunu m. 75.2’de düzenlenen yükümlülüklerin uygulama alanını çizmiştir.
Bu kapsamda veri sorumlusu sıfatını kazanan işverenlerin, işçilerine ait bilgileri edinirken, kullanırken, saklarken, ibraz ederken aşağıda belirtilen kurallara dikkat etmesi gerekecektir.
Gizlilik Yükümlülüğü İş Kanunu m. 75.2’de de açıkça düzenlendiği üzere,
“İşveren, işçi hakkında edindiği bilgileri dürüstlük kuralları ve hukuka uygun olarak kullanmak ve gizli kalmasında işçinin haklı çıkarı bulunan bilgileri açıklamamakla yükümlüdür.” KVKK, bu kurala açık rıza kuralını yerleştirmiştir ve verilerin edinilmesi, işlenebilmesi, iletilmesi konusunda açık rıza arayarak, bu rızaya büyük önem atfetmektedir.
Bu kapsamda işveren, edindiği verileri üçüncü kişiler ile işçinin açık rızası olmadan paylaşmamalı ve edindiği bilgileri herhangi bir sübjektif değerlendirme olmaksızın istisnasız bir şekilde saklamalıdır.
Aydınlatma Yükümlülüğü KVKK M.10 doğrultusunda, işverenler gerek işe başvuran adayların gerekse hali hazırda çalışan işçilerinin verilerini ne amaçla edindiğini, nerede depolandığını, bu verilere kimler tarafından ulaşılabileceğini, verileri kimlere aktaracağını bildirmek, işçilerin talebi üzerine verilerin kimlere iletildiği, nerelerde kullanıldığı konusunda bilgi vermek zorundadır. Bu kapsamda veriler eksik ya da yanlış ise verileri düzeltmek ve güncel tutmak durumundadır. Uygulama açısından en doğru çalışmanın iş sözleşmelerinde konuya ayrı bir madde ile yer verilmesi olduğunu düşünmekteyim.


FİLİZ ERBOĞA
İK Danışmanı / Profesyonel Koç


WATERSTATION SU ARITMA TEKNOLOJİLERİ - 0(850) 532 0 282


EKİP VE PERFORMANS

Aşağıdaki videoyu sizin için seçtik.


WATERSTATION SU ARITMA TEKNOLOJİLERİ - 0(850) 532 0 282


İNSAN KAYNAKLARI'NI ANLAMAK

Bir kurumun ürün ya da hizmet üretebilmesi için ihtiyaç duyduğu kaynaklardan biri de insan kaynağıdır. "insan kaynakları" aynı zamanda o kurum içerisinde insana dair yapılan çalışmaları ve bu çalışmaları yapan insanları da ifade eder. Şeklinde genel bir tanımlama yapabiliriz.

İK Departmanı başarısı, muhakkak ki üst yönetimin, İK Departmanının kurulma amacının farkında olması, sadece personelin yasal işlemlerini gerçekleştiren, en az maliyetle eleman almak olmadığını bilen, İK’ nın bir dönüşüm amaç ve aracı olduğunu kabul etmesi ile başlar.

İK Yöneticisinin başarısı ise, İnsan Kaynaklarını anlamak insanı tanımakla başlar. İletişim, samimiyet ve sorumluluk duygularını ayırt edebilmelidir. İnsanları yönetirken amaçları doğru kullanabilmektir.

İşletmeler yarışırcasına İnsan kaynaklan bölümü kurmaya başladılar. Ancak insan kaynakları felsefesine uygun bir yapılanmanın aşağıdaki soruların çoğuna "evet" cevabı verebilmesi gerekir.

Bu sorular:
İnsan Kaynakları;
     Ø  Yöneticisi genel müdürden sonra en yüksek unvanlardan mıdır?                  
     Ø  Doğrudan en üst yöneticiye mi bağlıdır?
     Ø  Ücret sıralamasında üst düzeyde midir?
     Ø  Üst yönetim toplantılarının genel konusu insan kaynakları mıdır?
     Ø  Çalışanları diğer bölümlere göre daha kaliteli midir?
     Ø  Stratejik kararlar alınırken dikkate alınmakta mıdır?
     Ø  Pazar’ı yakından takip edilmekte midir?
     Ø  İşe almada önce organizasyona katkı, sonra ücret mi değerlendirilmektedir?
     Ø  Kişiye yatırım yapılması gerçeği kavranmış mıdır?
     Ø  Eğitim ve geliştirme bütçesi piyasaya göre yüksek miktarlarda mıdır?
     Ø  İyi tanınıp, zayıf yönleri güçlendirilmekte, güçlü yönlerinden tam yararlanılmakta mıdır?
     Ø  Nasıl geliştirileceği konusu önemsenmekte midir?
     Ø  Ayrılanın yerini hemen dolduracak plan hazır mıdır?
     Ø  Bir gider unsuru değil, aktif kalemi olarak mı düşünülmektedir?
     Ø  Bu soruların çoğuna evet diyebilen bir organizasyon dönüşümü başarmış demektir. 
        Aksi halde, değişim, sadece bir tabela değişikliğinden ibaret kalacaktır.
    
    FİLİZ ERBOĞA
    İK Danışmanı / Profesyonel Koç
    

Kaynak: AKDEMİR, Ali , İşletme Bilimine Giriş

WATERSTATION SU ARITMA TEKNOLOJİLERİ - 0(850) 532 0 282





NLP - İÇİMİZDEKİ MUCİZE

NÖRO LENGÜİSTİK PROGRAMLAMA (NLP)

NLP - Neuro Linguistic Programming – (ZİHİN DİLİ PROGRAMLAMA)


Nöro Lengüistik Programlama, zihin-dil arasındaki sürekli etkileşimin davranışlarımıza nasıl yansıdığını tarif eder ve insan yaşamında en etkili üç unsura odaklanmıştır:

NÖRO: Nörolojik sistem, vücudumuzun fiziksel fonksiyonlarını nasıl yerine getirdiği ve beş duyu organımızdan gelen bilgileri işleme tarzı ile ilgilidir. (Zihinle düşünsel yaşamımızı‎ nasıl düzenlediğimiz)

LENGÜİSTİK: Kullandığımız dil çevremizle ve kendimizle nasıl iletişim kurduğumuzu ve buna bağlı olarak yarattığımız etkiyi belirler. (Dilin bizi nasıl etkilediği)

PROGRAMLAMA: Bilgisayar bilimlerindeki programlama kavramından alınmıştır ve hepimizin (fark ederek ya da etmeyerek) sürekli kullandığımız zihni süreçlere karşılık gelir. (Tekrarlanan davran‎‏ış dizilerini ve hangi amaçla hareket ettiğimizi açıklar.)

NLP, 1970'li yılların başında John Grinder (dil bilimci) ve Richard Bandler (matematikçi ve Gestalt terapist) tarafından Amerika'da oluşturuldu. NLP, 'Konusunda yetkin biri ile mükemmel biri arasındaki fark nedir?' sorusuna yanıt arama çalışmalarının ürünüdür.

Düzen içindeki parçaların bir bütün olarak algılanması temelini oturmuştur.

NLP hakkında sadece tanımlamaya yönelik bilimsel açıklamalarda bulunmaya çalıştım. NLP ile ilk tanıştığımda neler hissettiğimi ve ne anladığımdan biraz bahsetmek istiyorum.

"Kimseye hiçbir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirim."
SOCRATES

NLP ile çok bağlantılı bulduğum ünlü düşünür socrates’ in sözü ile başlamak istedim. Görünen davranışlarımızın arkasında çok katmanlı bir yapı bulunmakta. Bu katlara inmek, derinleşmek, kendimizi tanımak, düşünme şekli ve yöntemlerini farklılaştırmak olduğunu keşfettim.

Elbette düşünüyoruz ancak, bir noktada mevcut alışkanlıklarımız, rahatsız olup değiştirmeye üşendiğimiz davranışlarımız, hayatımızda olacak değişikliklerin sonuçlarının sorumluluğundan kaçmak vs. gibi nedenlerle o katmanlı yapının bir katından geriye döndüğümüzün farkına vardım.

Kolay olduğunu düşünmüyorum, ama imkânsız olmadığını da biliyorum. Özel yaşamımızda kendi bildiklerini öğretmeye çalışan ailemiz, çevremiz, okulda hazır müfredatı bizlere dayatan eğitim sistemi içinde kendini tanımak hiç kolay değildi.
Şanslı olduğumuz noktalar da vardı elbette, pozitif düşünen insanlarla kesişti yollarımız, muhteşem kitaplar çıktı karşımıza, çok etkilendiğimiz zamanlar oldu. Tam o an bende böyle hissediyorum diyebildik. Değişime kendimizi motive ettik. 
Bir enerji bir mutluluk yaşadık. Biz hep o katmanların birinden geriye döndük. İşte! tam olarak bu durumu yaşadık.

"Bilgelik dünyanın düzenini değiştirmekten çok, kendi isteklerini değiştirmektir." ALBERT EINSTEIN


FİLİZ ERBOĞA
İK Danışmanı / Profesyonel Koç

Kaynak: NLP Çalışma Kitabı / Joseph O'connor


WATERSTATION SU ARITMA TEKNOLOJİLERİ - 0(850) 532 0 282